SÖĞÜT TOPLANTISI –I-

20 – 21 Haziran 2009

Milliyetçilik - Ulusalcılık Çalıştayı Sonuç Bildirisi

Türk Ocakları ilk kurulduğundan beri Türk milletini ilgilendiren konularla ilgili fikir üretmeyi kendisine şiar edinmiş bir gönüllü kuruluştur. Önceliği mensup olduğu millete karşı sorumluluğu olmuştur. Düşünen, araştıran ve çözüm üreten aydınlar Türk Ocakları çatısı altında çok önemli hizmetler vermişlerdir. Bunun en önemli zemini Türk Yurdu dergisidir. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti dönemine kadar milletimiz için en hayati konular burada tartışılmış ve olgunlaştırılmıştır. Türk Yurdu dergisi hala bu görevi ifa etmeye devam etmektedir.

Dergimizin genel yayın müdürü Prof. Dr. M. Çağatay Özdemir ve Türk Yurdu çevresinde toplanan Milliyetçi aydınlar son zamanlarda “milliyetçilik – ulusalcılık, millî devlet – ulus devlet” konusunda meydana gelen kavram kargaşasını aydınlatmak üzere bir çalıştay düzenlenmesini düşünmüşlerdir. Bu toplantı 20-21 Haziran 2009 tarihlerinde Söğüt’te gerçekleştirilmiştir.

Oturum yöneticiliğini Hars Heyeti Başkanımız ve Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü başkanı sayın Prof. Dr. Mehmet Öz’ün yaptığı çalıştaya Türk düşünce hayatının değerli fikir adamları katkıda bulunmuşlardır. Birinci oturumda millî devlet kavramı ve millî devletin geleceği; İkinci oturumda milliyetçilik ve ulusalcılık arasındaki benzerlik ve farklılıklar, Türk milliyetçiliğinin gelecek vizyonu tartışılmıştır. Üçüncü oturumda ise önceki tartışmaların ışığında millî devlet ve milliyetçilik konusunda genel değerlendirmeler yapılmıştır.

Çalıştayın ilk olarak Osmanlı beyliğinin büyük bir dünya devleti haline gelmesinde çıkış noktası olan Söğüt’te yapılması heyet tarafından çok anlamlı olarak kabul edilmiştir. Bu anlamda bundan sonra düzenli olarak devam etmesinin faydalı olacağı mütalaa edilen çalıştayın, teklif edilen şekliyle ana başlığının “SÖĞÜT TOPLANTILARI” olması uygun görülmüştür. Her yıl ülkemizin ve milletimizin gündemini meşgul eden ve geleceğini etkileyen konulardan birisi üzerine çalıştayın devam etmesinin faydalı olacağı üzerinde mutabakat sağlanmıştır.

Çalıştayda tartışılarak, kamuoyu ile paylaşılmasının önemli olduğu düşünülen konular aşağıda yer almaktadır.

  • Millî devlet kavramı, batılı literatürde kullanılan anlamından daha geniş bir muhtevaya sahiptir. Modernleşme sürecinde ortaya çıkan “ulus devlet” akılcılığın etkilediği modernleşmenin bir kurgusu görünümündedir. İmparatorlukların ve teokratik yapıların yıkıldığı dönemde ortaya çıkan ulus devlet bu özel çerçevesinde değerlendirilmelidir. Türk milliyetçiliği perspektifinden bakıldığında, devlet kavramı kendi köklü geleneksel kültürümüz içinde anlam bulduğu için devletin millîlik vasfına işaret eden millî devlet kavramı özel anlam taşır ve ulus devlet kavramından daha kapsayıcıdır.
  • Millî devlet milletin hür ve bağımsız yaşama iradesinin devletin bütün kurum ve kurullarında tezahür ve tecessüm ettiği devlettir. Millî devlet milletin siyasî, sosyal ve kültürel olgu olarak varlığına bağlıdır. Milletlerin varlığı sosyolojik olarak birbirinden farklıdır. Dolayısıyla millî devleti, dünden bugüne milletin varlığı ve egemenliğini sürdüren bir kurum olarak değerlendirmek gerekir.
  • Türk milleti kavramı, bir etnisiteyi değil, bu coğrafyada bin yıldan bu yana yaratılan medeniyeti ortaya koyan ve dün olduğu gibi bugün de, gelecekte de bir arada yaşama iradesine sahip bulunan milleti ifade eder. Millî devlet buna bağlıdır. Küresel güçler etnisiteler üzerinden kendi bölgesel ve küresel çıkarları için yeni “devletler” üretmek istemektedir.
  • Dillerimizin ve renklerimizin farklı oluşu, yaratılışımızın hikmetlerindendir. Bu hikmet sosyal gerçeklik alanında aile, kabile, boy vb. farklı yapılar olarak ortaya çıkar. Bu farklılıklar, siyasî açıdan farklı oluşumlara meşruiyet sağlamaz. Bu anlamda bizim milliyetçiliğimiz, tarihî tecrübemizin de teyit ettiği üzere, kendisini öteki üzerinden tanımlayan ve var eden bir niteliğe sahip olmaktan tamamen uzaktır.
  • Milletler kendi yarattıkları veya irtibata geçtikleri medeniyetler çerçevesinde insanlık aleminde yer alırlar. Diğer milletler ve alt sosyal gruplarla ilişkilerinde belirleyici olan bu medeniyet ortamıdır. Dolayısıyla Türk milliyetçiliği bu anlamda bu coğrafyanın yarattığı medeniyetin fikrî ifadesidir.
  • Türk milliyetçiliğini tarihi süreç içindeki tecrübeden doğan Türk kültürü ve tarihi beslemektedir. Türk kültürünün insanlık mirasına armağan ettiği bütün eserler ve tarihî birikim, insaniyetçi ve kapsayıcı bir muhtevaya sahip olan milliyetçiliğimizin kodlarını oluşturur.
  • Milliyetçilik yerine bazıları tarafından özenle kullanılmaya çalışılan “ulusalcılık” kavramı, tarihî süreç kesintiye uğratılarak kurgusal bir millet inşa projesi bağlamında temellendirilen, hem bu ülkenin gerçeklerine hem de tarih felsefesinin ve sosyolojisinin verilerine uygunluk göstermeyen bir kavramdır.
  • Ulusalcılık millet denilen sosyal yapıyı sadece ve salt bir mühendislik malzemesi olarak gördüğü için, kendisini totaliter yaklaşımlardan kurtaramamaktadır. Oysa tarihî sürecin bir muhassalası olarak milleti temel alan milliyetçilik demokratiktir. Çünkü esas olan millet iradesidir.