Türküler Bizi Söyler
TÜRKÜLER BİZİ SÖYLER
Eskişehir Türk Ocağı 28.11.2024 tarihli Perşembe Sohbeti’nde Mehmet Uysal ve ekibi tarafından
“Türküler Bizi Söyler” başlığıyla muhteşem bir Türkü programı icra edildi. Hissiyatı ve coşkusu ile
adeta bir kültür ziyafetine dönüşen gecede gerek ülkemizin gerekse Türk dünyasının muhtelif
bölgelerinden Türkülerimizin nadide örnekleri sunuldu.
Mazinin çetelesini tutan, söze estetik bir hayat soluğu veren Türkülerimiz milletleşme serüvenimizin
mühim bir basamağıdır. Bir nevi arşiv özelliği de taşıyan mana yüklü ezgilerimiz bize sevinçlerimizi,
aşklarımızı, gurur ve ihtişamımızı fısıldadığı gibi, hezimetlerimizi, acılarımızı, derin hayal
kırıklıklarımızı, gurbeti ve sılayı da kendi hallerince anlatırlar. Türk milletinin hulasası hükmündeki bu
dünyada, adına en çok türkü yakılan Yemen’i de, Çanakkale’yi de, Selanik’i de, Kırım’ı da,
Azerbaycan’ı da en veciz hissiyatı ve feryadı ile bulursunuz.
Sivrihisar’ın önemli kalemlerinden merhum Mehmet Kaplan, “Türkülerimiz, oyunlarımızla birlikte
bütün gönülleri birbirine kenetleyen en kuvvetli dildir” diyerek meselenin ehemmiyetini vurgulamıştır.
Yine Türk kültür hayatına yaptığı katkılarla dost-düşman herkesin saygısına mazhar olan Merhum
Nevzat Kösoğlu, “Salih ameller ahireti anlamlandırır, sahih Türküler ise dünyayı. Bizleri bir tespihin
ipine dizer gibi etrafında toplayan güç aynı zamanda Türkülerin de etrafında toplamıştır. Birlikte
Türkü söyleyebildiklerimiz benim milliyetimdendir.” demiştir. Nevzat Kösoğlu’nun dostları, Türkü
hassasiyetini ve muhabbetini bildikleri için ahiret yolculuğu arefesinde kendisine Mükerrem
Kemertaş’ın nadide eseri “Huma Kuşu”nu dinleterek onunla vedalaşmışlardır.
Kezâ Türk romanının abide ismi Ahmet Hamdi Tanpınar, "Anadolu'nun romanını yazmak isteyenler,
ona mutlaka Türkülerden gitmelidirler" diyerek Türkülerin, ezginin çok ötesinde manaları ihtiva
ettiğine işaret etmiştir. Kısacası millî hafızamızın ta kendisi olan türkülerimizi bu milletin hikâyesini
anlamak ve anlatmak isteyenler iyi bilmelidirler.
Bu hissiyatla ömür serüvenini Türkülere adayan araştırmacı, şef ve bağlama üstadı Mehmet Uysal,
bağlaması ve sesi ile konukların gönül iklimine nefes verirken kendisine yine etkileyici sesi ile Beyza
Ayça Duman, kabak kemane ile Vural Öznal ve ritim sazıyla Serkan Biraderler eşlik ettiler.
Duygu ve coşku yüklü gece Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın teşekkür
konuşması ve şükran beratı takdimi ile sona erdi.