(Soy)Kırım’ı Görmemek

Yüreğimdeki yaradır, Kırım.
Boğazımda yutkunamadığım düğüm,
Zihnimdeki girift bilmece ve dilimdeki ağıttır, Kırım.
Neden uyuyorsunuz?
Neden uyuyorsunuz ki; bu “apaçık” kocaman bir “soy”KIRIM . . .

Orada, işte tam orada,
Bedenimden çok, ruhumda onulmaz yaralar açan dipçiklerle dövdüler beni,
Pervasızca, gurbetten gurbete sürdüler beni,
Abim, kardeşim ve sevdiğimin önünde kahrettiler beni ! ! !
Benim baba ocağım viran oldu Kırım’da . . .

Rengarenk, misk-i amber kokan güller, açmaz oldu Kırım’da.
Sıcacık,  insanın içini ısıtan  güneş var ya, o güneş,
Doğmaz oldu Kırım’da.
İnsanlar “çaresizliği” kader sayar oldu Kırım’da ,
Anamın göz yaşı, Benim anamın göz yaşı sel oldu Kırım’da . . .

Kalleş Kurşunu ile vurdular gardaşlarımı,
Oradan oraya savurdular soydaşlarımı,
Şimdi de. . . Esir etme niyetindeler candaşlarımı.
Bu yüzden . . . İşte bu yüzden,
Boynu bükük, yalnız ve biçare bırakmayalım Kırım’ı . . .

Canı yananın arş-ı âlaya yükselir ahı,
Tecavüzü görmezden gelenlerin ne olacak eyvahı ?
İşkencelerle bir milleti yok sayanların günahı,
Bu dünyada revasını bulur, elbet.
Ancak, asıl hesap, Huzur-u Mahşerde görülecek . . .

Geceleri uykularımı bölerim, kahrımdan.
Hiç eksik olmaz duman, benim bu dertli başımdan.
Yüreğim lime limedir, içimdeki bu derin sızımdan.
Fakat; Değil Moskof,
Dünya üstüme gelse, BEN VAZGEÇMEZEM KIRIM’DAN . . .


07.03.2014
Gülcan BOYRAZ